WordReference tam bu tümceyi çeviremiyor ancak her bir kelimeye tıklayarak anlamını görebilirsiniz.

being built


Aradığınız tam cümleyi bulamadık.
"being" için olan girdi aşağıda gösterilmektedir.

Ayrıca bakınız: built
Bu sayfada: being, be

WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:

Temel Çeviriler
İngilizceTürkçe
being n (creature)yaratık, mahluk i.
 Many people believe that the galaxy is full of intelligent beings.
 Çoğu kişi uzayda akıllı yaratıklar bulunduğuna inanıyor.
being n (existence)varoluş i.
 Philosophers debate the meaning of being.
being n (nature, self)varlık i.
 Theresa hates liars with every fibre of her being.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:

Temel Çeviriler
İngilizceTürkçe
be⇒ vi (nature)-dır, -dir, -dur, -dür sonek
 My mother is short.
be vi (state) (durum bildirir)-dır, -dir sonek
 Barry is ill.
 Audrey is hungry.
 Tania is right.
 Barry hastadır.
be vi (exist)bulunmak, mevcut olmak, var olmak geçişsiz f.
 There is a woman of 101 in the house opposite.
be vi (be located) (yer)bulunmak
 The butter is on the table.
 Tereyağı masanın üstündedir.
be vi (event: occur) (zaman)-dır, -dir sonek
 The play is at eight o'clock.
 Oyunun başlama saati sekizdir.
be vi (equates two noun phrases)olmak
  -dır, -dir sonek
 She is a police officer.
be vi (condition: age)yaşında olmak f.
 Robert is ten years old.
be v aux (with present participle: continuous) (şu anda)-yor sonek
 Teresa is eating her dinner at the moment.
 Şu anda yemek yiyor.
be v aux (with present participle: future) (gelecek zamanı bildirir)-ecek, -acak sonek
 We are playing tennis this weekend.
 Bu haftasonu tenis oynayacağız.
be v aux (with past participle: passive) (geçmiş zaman, edilgen)-ındı, -indi sonek
 My wallet was stolen yesterday.
 Dün cüzdanım çalındı.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.
Ek Çeviriler
İngilizceTürkçe
be vi (cost)tutarında olmak, tutmak f.
 It is seven dollars.
 That will be ten pounds, please.
be vi (have been: go, gone) (bir yere, bir yerde)gitmek, bulunmak f.
 I have been to Rome.
 Roma'ya gitmiştim (or: Roma'da bulunmuştum).
be vi (imperative)ol emir k.
 Be quiet! Be reasonable!
be vi (feel)hissetmek f.
 I'm dizzy after that rollercoaster ride.
be vi (time) (saat)-dır, -dir sonek
 It's half past eight.
be vi (weather) (soğuk, sıcak)olmak
  -dır, dir sonek
 It's cold today; you'll need your hat and gloves.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:

Deyimsel fiiller
be | being
İngilizceTürkçe
be about vi phrasal informal (be present, in the vicinity)çevrede olmak f.
  etrafta olmak f.
 Not many people are about today.
be ahead vi phrasal figurative (have an advantage) (mecazlı)ileride olmak f.
 Compared to the UK, Sweden is ahead in terms of employment security.
be back vi phrasal (have returned)geri dönmek geçişsiz f.
  geri gelmek geçişsiz f.
 I'm back from camp, did you miss me?
be off vi phrasal informal (leave)gitmek/ayrılmak/yola çıkmak f.
 It's getting late, so it's time for me to be off.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.

WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:

Bileşik Şekiller:
being | be
İngilizceTürkçe
come into being v expr (be born)doğmak geçişsiz f.
  oluşmak geçişsiz f.
 The Internet didn't just come into being spontaneously. It is the result of decades of research and development.
come into being v expr (be created)yaratılmak geçişsiz f.
  vücut bulmak geçişsiz f.
for the time being expr (temporarily)şimdilik z.
  şu an için z.
 My car fell apart so I'm using my bicycle for the time being.
human being n (person: distinct from animals)insan i.
 The kind way she treats people makes her a real human being.
human being n (homo sapiens)insanoğlu, insan i.
 The earliest human beings lived in Africa.
innermost being n (soul)öz varlık i.
 When the musician is playing his instrument, he is expressing the feelings of his innermost being.
be liable to being [sth] v expr (be vulnerable to)-e karşı korunmasız kalmak f.
  savunmasız olmak f.
  maruz olmak f.
 If you leave your cattle out in open range at night they are liable to being snatched by wolves.
living being n (creature: animal or person) (insan veya hayvan)canlı, canlı varlık i.
 No living being should ever be treated that way.
supreme being n (god)Allah i.
  yüce yaratıcı i.
  Cenab-ı Hak i.
 Most religions include the belief in a supreme being.
That being said adv (having said that, however)bununla birlikte, bununla beraber z.
that being so adv (if or since that is true)öyle olduğundan, öyle olduğu için z.
 The situation there is becoming extremely dangerous. That being so, I will avoid going there.
well-being,
wellbeing n		 (health, happiness)sağlık i.
  sıhhat i.
  esenlik i.
  mutluluk i.
 Parents should ensure the well-being of their children.
  Önemli bir şeyler mi eksik? Hata bildirin ya da geliştirme önerin.
'being built' bu girdilerde da bulundu:
İngilizce tanımda:
under construction

being built' sözcüğü/sözcükleri ile ilgili forum tartışmaları:

  • Go to Preferences page and choose from different actions for taps or mouse clicks.
"being built" için Google Çeviri'nin tercümesine göz atabilirsiniz.

Diğer dillerde: İspanyolca | Fransızca | İtalyanca | Portekizce | Romence | Almanca | Hollandaca | İsveççe | Rusça | Polonyaca (Lehçe) | Çekçe | Yunanca | Çince | Japonca | Korece | Arapça

Reklamlar
Reklamlar
Uygunsuz bir reklamı rapor et.
WordReference.com
WORD OF THE DAY
GET THE DAILY EMAIL!

Siteyi reklamsız görüntülemek için WordReference Destekçisi olun.